Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

25 Aralık 2010 Cumartesi

LCD TV ve LED TV

Merhaba,


Blogu ilk açtığımda, sıklıkla yazacağımı ümit etmiştim ama öyle olmuyormuş... Bir koca ay geçti ben hala ikinci yazımı yazamadım. Vakit probleminden daha çok, konuya karar verme kısmı zorladı beni. Hani şu her yazı yazan kişiye basit gelen köşe yazarlığı yok mu? Onlar geldi aklıma ve takdir ettim kendilerini. Zor meslek vesselam...


Yok yok, merak etmeyin işi o boyutlara taşıyamayacağımın farkındayım. Öyle bir hedef falan koymadım kendime. Belirli bir alanda yazmak gibi bir düşüncem, asla yok. O hafta gündemdeki bir haber, bir konu hakkındaki görüşüm, kişisel gelişim konuları, teknoloji dünyası, yeni çıkan bir ürün v.s. Marifet gibi anlatıyorum değil mi ? :) İtiraf edeyim konu seçerken daha az zorlanmak adına böyle bir karar verdim :)


Bunca savunmadan sonra, bu yazımın, teknolojiyle ilgilenen, takip eden ya da etmeye çalışan kitlenin, bir süredir kafasını meşgul eden bir soruya cevap niteliğinde olacağını açıklayayım. Konumuz LCD TV ve LED TV 'ler... Aynı, bir dönem Plazma TV ve LCD TV 'ler arasındaki farkın merak edilmesi gibi, bu konu da hayli bir merak konusu oldu.


Öncelikle LCD hakkında özet bir bilgi vererek başlayalım. LCD, ingilizce Liquid Crystal Display kelimelerinin baş harflerinden oluşturularak türetilmiş bir görüntü teknolojisi adıdır. Aslında LCD monitörden ziyade, teknolojiye verilmiş bir isimdir. likit kristallerden oluşan bir panel. Bu panelin önüne bir plastik çerçeve, arkasına aydınlatma sistemi, anakart, besleme devresi ve plastik kapak eklenerek LCD monitörler oluşturuluyor. LCD monitörler, CRT yani Türk diliyle tüplü televizyonlara göre en başta daha canlı ve daha net görüntü sağlamaları sebebiyle tercih sebebi olmuş, CRT monitörleri tarihin sayfalarına gömmüştür. Canlı ve net görüntü farkının yanında, LCD monitörlerin artısı saymakla bitmez ama özetlemek gerekirse; görüntü kalitesi, hacim büyüklüğü, enerji tasarrufu diyebiliriz.


Gelelim LED TV 'ye. LED TV aslında farklı bir teknoloji ürünü değildir. Hatta neredeyse teknoloji olarak hiç bir farkı yoktur ki, zaten LED TV bir LCD TV 'dir. LED TV  ile adlandırılan monitörler, bilinen lcd monitörlerin farklı bir ışık kaynağıyla aydınlatılmasıyla ortaya çıkmış bir üründür. LED, ingilizce Lighting Emitting Diode  kelimelerinin baş harflerinden oluşturulan bir elektronik devre elemanıdır. Diğer diyotlardan ayıran özelliği ışık yayması sebebiyle, aydınlatma elemanı olarakta kullanılmaktadır. LED TV 'ler piyasaya çıkana kadar kullanılan LCD TV'ler floresan tüplerle aydınlatılıyordu. LCD TV 'lerden bu floresan tüp katmanı çıkarılıp, aydınlatma çok daha küçük parçalar olan ledler yapılmaya başlanınca, ortaya daha ince bir LCD TV ortaya çıktı. Uyanık üreticilerde, bu boyut farkıyla birlikte, LED TV 'lerin daha kaliteli görüntü verdiğini iddia ederek, tüketiciyi kandırmanın yolunu bulmuş oldular.






LCD TV aydınlatılmasında kullanılan floresan...


Bir söylentiye göre, Amerika' daki  üreticilerden SAMY firması, LED-LCD  TV yerine, LED TV adını kullandığı ve tüketiciyi aldattığı iddiasıyla dava edilmiş. Bu sebeplerden dolayı, yazımın buradan sonraki kısmında, LED TV adını LED-LCD TV olarak kullanacağım...


LED-LCD TV' ler Edge Led ve Full Led olmak üzere iki çeşitte üretiliyor. Edge led' de aydınlatma, cep telefonu ekranlarında olduğu gibi ekranın kenarlarından sağlanıyor. (Bazı telefon ekranlarının sağ ve sol kenarlarına açılı baktığınızda dikkatinizi çekmiştir.) Full Led ise, tabi ki düşünüldüğü gibi arkası tamamen ledlerle kaplı bir ekran değil. LCD TV' lerde, floresan tüplerin bulunduğu katmanın çıkarılarak, yatay olarak dizilmiş ledlerin oluşturduğu katmanın eklendiği LED-LCD TV tipidir.


 Full Led ve Edge Led farkını aşağıdaki görsellerden daha iyi anlayabilirsiniz.








LED-LCD TV' ler ile gelen en önemli iki avantaj; boyutları ve siyah renk teknolojisidir. Yukarıda da belirttiğim gibi, LCD TV' lerde aydınlatma da kullanılan floresan katmanı, yerini çok küçük ledlerden oluşan katmana bıraktığından, LED-LCD TV 'ler, LCD TV' lere göre daha ince boyutlarda üretilebiliyor. Siyah renk teknolojisi ise, görüntüdeki siyah rengin oluşturulma şeklidir. LCD TV lerde, aydınlatmada kullanılan floresanlar yatay olarak uzun birer parça olmaları sebebiyle, lokal kullanılmaları söz konusu olamıyordu. Siyah renk verilerek gösterilen alanlar, arkada floresanın da yanmasıyla  griye yakın bir renk olarak görünüyordu. LED-LCD TV 'lerde ledleri lokal olarak kullanma imkanı doğduğundan, siyah rengin verildiği bölgedeki ledler lokal olarak kapatılarak, siyahın daha güçlü görünmesine imkan sağlanmış oluyor. Ancak siyah rengin dışında, görüntüde kalitesinde göz önüne alınacak bir artış bulunmuyor. 

Özetle; LED-LCD TV' ler ile LCD TV 'ler arasındaki 1000 TL' ye dayanan farkları düşündüğümüzde, bu farka değecek bir avantaj sağlamıyorsunuz. Ancak maximum görüntü kalitesi vazgeçilmeziniz ise, bu yüzden siyah rengi daha güçlü almak sizin için önem taşıyorsa ve bütçenizde genişse, LCD teknolojisinin son ürünü LED - LCD TV 'ler sizleri bekliyor...

Serkan ÜRGÜN



18 Kasım 2010 Perşembe

İlk sayfa nizamlı, intizamlı...

Yaklaşık olarak 15 yaşından beri web tasarımla, internetle yakından ilgilenen, zaman zaman bu işlerden geçimini bile sağlamış biri olarak blog hesabını anca açıyor olmak, bence de çok ayıp.Eh anca fırsat oldu diyelim...

Dün gece arkadaşlarla çocukluk anılarımızdan konuşurken ilkokul defterlerimize geldi konu. Bu ezikliği sadece benim yaşadığımı sanardım ama, tüm erkek arkadaşlarımında defterlerinin "bakkal defteri" gibi olduğunu öğrendim dün. İlk 3 sayfa (en fazla o da) nizamlı, intizamlı, diğer sayfalar kâbus gibi... Bu kâbus sayfalarını gördükçe annem defterlerime "bakkal defteri" demişti. E haksız da değil, sokaktaki bakkalın sahibi Mustafa Abi' nin bile defteri benden daha düzenliydi. Dün geceden aklımda kalmış olacak ki, açtığım bu blog hesabının adını "Müsvedde defteri" koymak istedim. Üniversite yıllarımda sıkıldıkça karaladığım müsvedde kağıtlar vardı. Hayatımdaki yerleri büyüktür. O zamanki hissiyatımı, duygu, düşünce ve hayata bakışımın çok net birer kanıtı. Diğer bir kanıtı kuzen Can' dır ki şimdilik konumuzla bi alakası yok...

İşte bu blog hesabını açmamın ve ismini " Serkan' ın müsvedde defteri " koymamın amacı da budur. Buraya o şekilde, derlemeden, toplamadan, düşünceyle eş zamanlı karalamalar yapmak... Türkçe kullanımına ve imlalara dikkat edecek olsam da, bu beyin ve parmaklar arasında online ilişkiden doğacak kusurlar için, şimdiden affola...

Yazı yazmayı seven ve kalemine güvenen biri olarak şimdilik burada keseyim... İlk günden bu kadar sıkmayayım ki blog 'um okunurluğunu yitirmesin :) Herkesin bayramını burada bir kez daha kutlar, sevdiklerinizle birlikte mutlu, huzurlu nice bayramlara ermenizi dilerim...

Sevgiler...
Serkan